fbpx
Öngösterim Görseli

En Yaygın Kullanılan İngilizce Deyimler

İngilizce Deyimler

En Sık Kullanılan İngilizce Deyimler

Her dilde olduğu gibi Türkçede de derdimizi anlatmak için uzun cümleler kullanmak yerine bazen deyimlere başvururuz.

Deyimler, bir dilin zenginliğinin göstergesi olduğu gibi, aynı zamanda da az kelime ile çok şey anlatan söz öbekleridir. Örneğin, bazen bir durum karşısında çok korkulduğunu ifade etmek için ecel teri dökmek, veya birine bir durum için tam yetki vermek anlamında eti senin kemiği benim gibi deyimler Türkçede sıkça kullanılır.

Aynen dilimizde olduğu gibi İngilizcede de sayısız deyim vardır.

Filmlerde ve şarkılarda sıkça görüp duyabileceğiniz ingilizce deyimleri sizin için aşağıda topladık.

Time is money Vakit nakittir
Better late than never Geç olsun güç olmasın
Cut somebody some slack Birini rahat bırakmak; eleştirmemek
We see eye to eye Biriyle, bir konuda tam anlamıyla anlaşmak
Hang in there Vazgeçmemek
It’s not rocket science Bir şeyin çok zor veya karmaşık olmaması
No pain, no gain Bir şeyi başarmak için çok çalışmak
So far so good Şu ana kadar çok iyi
Speak of the devil İti an çomağı hazırla
Curiosity killed the cat Çok meraklı olmamak
That ship has sailed Bir fırsatın kaçması
Wrap your head around something Zor bir şeyi anlamak
A picture is worth 1000 words Bir musibet bin nasihatten iyidir
Actions speak louder than words Lafla peynir gemisi yürümez
Break the ice Aradaki buzları eritmek, soğukluğu gidermek
Don’t cry over spilt milk Olmuşla ölmüşe çare olmaz
Every cloud has a silver lining Her şerde bir hayır vardır
Give someone the cold shoulder Birini önemsememek
Ignorance is bliss Cehalet mutluluktur
It’s raining cats and dogs Bardaktan boşanırcasına yağmur yağması
Kill two birds with one stone Bir taşla iki kuş vurmak
It’s a piece of cake Bir şeyin çok kolay olması
On thin ice Kötü bir şeyin oldu olacak olması durumu
Take a rain check Bir buluşmayı ertelemek
Saving for a rainy day Kötü günler için birikim yapmak
Spill the beans Sırları anlatmak, açıklamak
The ball is in your court Kararın kişide olması
The devil is in the details Şeytanın ayrıntıda gizli olması
The whole nine yards Her şey; baştan sona
The elephant in the room Sürekli kaçınılan kötü durum; asıl mesele
There’s no such thing as a free lunch Parayı veren düdüğü çalar
Burn bridges ı Köprüleri yıkmak; iki kişinin arasının bozulmas
As right as rain Tamamen doğru, haklı
Calm before the storm Fırtınadan önceki sessizlik